SOMA KATLİAMININ 11'İNCİ YILINDA
EMEKÇİLER İÇİN DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY YOK!
Bugün itibarıyla 301 madencinin iş cinayetinde hayatını kaybettiği, 162 madencinin yaralandığı katliamın üzerinden 11 yıl geçmiştir. Yetersiz denetim ve önlemleri, yaşam odalarının yokluğu ve acil durum planlarının yetersizliği gibi önlenebilir etmenlerin sonucunda gerçekleşen kazanın acıları bölgede bugün hala taze durumdadır. Kazaya ilişkin raporlarda kar hırsıyla üretimin arttırıldığı, güvenlik önlemlerinin ihmal edildiği ve madencilerin mevzuata aykırı biçimde günlük 12-15 saat aralığında çalıştırıldığı belirtilmesine karşın bugün katliam davasında sorumlulardan cezaevinde bulunan kalmamıştır. Maden katliamının henüz birkaç ay öncesinde yerin denetlendiği ve "olumlu" raporu verildiği göz önünde bulundurulduğunda ise asıl sorumlu kamu görevlilerinin yargılamadan bağışık tutulduğu açıkça görülmektedir. Bugün katliamın ardından geçen 11 yılın ardından maalesef iş güvenliği ve iş güvencesi konusunda değişen hiçbir şey bulunmamaktadır. Halen İşçiler sistemli olarak yaşam hakkı ihlallerine uğramakta; iş cinayetlerinde cezasızlık veya infaz kabiliyeti olmayan cezalar mevcut tabloyu daha da vahim hale getirmektedir.
İSİG'in (İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) 2024 yılı Türkiye Raporuna göre 71'i çocuk ve genç işçi olmak üzere en az bin 897 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Yine sadece Nisan ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçi sayısı en az 152 olarak tespit edilmiştir. İstatistikler dahi başlı başına işçilerin artık doğrudan yaşam hakkı ihlaline uğradığını göstermektedir. Bu olgu işçilerin yaşam hakkı yönünden vahim bir tabloyu temsil etmekteyken, işçi Erol Eğrek'in Mahkeme tarafından hükmedilmiş alacağını görüşmek üzere gittiği eski işyerinde dövülerek öldürülmesi ise İşçiler açısından yaşam hakkı ihlallerinin geldiği aşamayı gözler önüne sermektedir. Bu ölüm adeta geçim mücadelesi ile can mücadelesi arasında sıkışmışlığı temsil etmektedir.
Dolayısıyla güvencesiz ve güvenliksiz çalışma koşullarına bir de İşçilere karşı kasten işlenen suçlar eklenmiştir. Mahkeme kararlarının uygulanmasının tartışıldığı, işçi haklarının budandığı ve iş güvenliğinin hiçe sayıldığı günümüzde, işçi ölümlerinin ülkenin içinde bulunduğu durumdan bağımsız yorumlanabilmesi mümkün değildir.
Bunlar işçi cinayetlerine yönelik süregelen cezasızlık politikasının doğal sonucu olduğu gibi, işçiyi salt bir maliyet kalemi olarak gören ve konuyu insani ölçeklerden tümüyle arındıran bakış açısının da bir tezahürüdür. Bugün ve her an gerçekleşen iş cinayetleri; Soma, Ermenek, İliç dahil olmak üzere etkin biçimde soruşturulmayan ve caydırıcı cezalar uygulanmayan yargısal sürecin ve denetim yükümlülüğünü ihmal eden yetkililerin ürünüdür.
Dolayısıyla Soma Katliamının 11'inci yılında tüm işçi ve emekçiler adına adalet çağrımızı yineliyoruz. İşçi cinayetlerine ve işçilerin canının hiçe sayılmasına karşı yaşam hakkının, insan onurunun ve emeğin yanında olduğumuzu kamuoyuna bildiririz.