İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Barosu Başkan ve Yönetiminin görevlerine son verilerek yerlerine yenilerinin seçilmesi talebiyle sunulan davanamenin, demokratik hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığı ve yargı bağımsızlığının teminatı barolara saldırı niteliğinde olduğu açıktır.
Barolar, Anayasanın 135. maddesi ile güvence altına alınan ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 76. ve 95. maddeleri ile hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunma, koruma ve çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdürme görevi verilen kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olarak demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Baroların yasada asli görevleri arasında sayılan hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevlerini ifa etmesi nedeniyle amaçları dışında faaliyet gösterdiği yönünde iddiada bulunmak ve bu durumu yargıya taşımak, kanunun açık lafzına aykırı olduğu gibi hukukun temel ilkelerini de ortadan kaldırır niteliktedir.
Baro tarafından yapılan basın açıklaması gerekçe gösterilerek, Avukatlık Kanununun 58. maddesinde düzenlenen özel soruşturma ilkeleri yok sayılarak düzenlenen davaname, AİHS 10. Maddesi ile Anayasa 26. Maddesinde yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü ilkesine açıkça aykırıdır. Genel olarak hukukun amacı da, düzen içerisinde toplumun varlığını devam ettirmesini sağlamak ve bireyin özgürlüklerini sınırlamalardan ve müdahalelerden korumaktır.
Antalya Barosu olarak seçilmiş iradeyi dışarıdan müdahale ile yok saymak isteyen anlayışa, Baroların ve meslektaşlarımızın susturulmasına yönelik her türlü girişime karşı demokratik değerleri ve hukukun üstünlüğünü savunmaya kararlılıkla devam edeceğimizi kamuoyuna bildiririz.